Böbrek Kanseri Nedir? – Doç. Dr. A. Kadir Tepeler

Böbrek Kanseri
Nedir?

Böbrekler, omurgamızın her iki yanında bulunan ve ana görevi idrar üreterek zararlı maddeleri vücuttan uzaklaştıran organlarımızdır. Orta kısmından böbreğe kan getiren atar damar, kanı uzaklaştıran toplar damar ve idrarın üretilip biriktiği ana havuzcuk (pelvis) bulunur.

Böbrek içerisindeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu böbrek tümörü oluşur. Çoğalan hücreler kitle oluşturur ve etraf dokuya, uzak organlara yayılabilir. Böbrek tümörleri genellikle (%85) böbrek hücrelerinden köken alır (renal hücreli karsinom). Böbrek içerisinde idrar kanallarını döşeyen hücrelerden köken alan tümör ise transizyonel hücreli karsinomdur. Bunlar haricinde daha nadir görülen tümör tipleri de vardır.

İçindekiler

Risk Faktörleri Nelerdir?

  • Sigara: riski 2 kat artırır.
  • Obezite
  • Yüksek tansiyon: Hipertansiyon hastalarında risk fazladır.
  • Cinsiyet-yaş: Özellikle erkeklerde risk 1.5 kat fazladır ve 40 yaş üstünde sık görülür.
  • Uzun süre ağrı kesici kullanımı: Bazı ilaçlar böbrekte kanser oluşumunu tetikler.
  • Diyalize girmek: Uzun sure diyalize girmek böbrekte kanser oluşumunu artırır.
  • Aile öyküsü: Bazı böbrek kanseri tipleri genetik geçiş gösterir.
  • Kimyasallara maruziyet: Asbest, benzene ve bazı tarım ilaçları kanserojendir.

Böbrek Kistleri, Kanser (Kötü Huylu) Mudur?

Özellikle ilerleyen yaşlarda böbrekte basit kist dediğimiz içi sıvı dolu, ince düzenli duvarlı, duvarında kireçlenme içermeyen yapılara sık rastlıyoruz. Basit kistler kanser değildir. Kistler çoğunlukla şikayete sebep olmaz ve tedavi gerektirmez. Merkezi yerleşimli olanları büyüdükleri zaman idrar kanallarına, damarlara baskı yaparlar ve şikayet oluştururlar. Böbrek dış kısmında yerleşenler ise büyüyerek dolgunluk ve ağrı oluştururlar. Bu durumlarda  Bu kistler kanser değildir.

İletişime Geç

Komplike kist dediğimiz kalın duvarlı, duvarında kireçlenme (kalsifikasyon)  olan, içerisinde sıvının yanında doku barındıran ve kanserleşme potansiyeli olan kistler de vardır. Bu komplike kistlerin basit kistlerden ayrımı için daha detaylı görüntüleme yöntemleri (kontrastlı tomografi veya MR) kullanılır. Komplike kistler böbrek tümörleri gibi tedavi edilir (cerrahi olarak çıkarılır).

Anjiomiolipom (AML) Nedir?

Böbreğin en sık görülen yağ, kas ve damar yapılarından oluşan iyi huylu tümörüdür. Kadınlarda 4 kat daha sık gözlenir. Genellikle başka yere yayılma göstermezler. Boyutları arttığı zaman (4cm’den büyük boyutlarda) kendiliğinden kanama yaparlar. Küçük boyuttaki AML’ler takip edilirken, daha büyük boyuttakiler için cerrahi veya embolizasyon (anjio ile kitledeki damarların ilaçlarla tıkanması-kapatılması) yapılır.

Küçük boyuttaki AML’ler takip edilirken, daha büyük boyuttakiler için cerrahi veya embolizasyon (anjio ile kitledeki damarların ilaçlarla tıkanması-kapatılması) yapılır.

Böbrek Tümörleri Hangi Belirtileri Verir?

Böbrek tümörleri genellikle başka bir sebeple yapılan ultrason veya tomografi ile saptanır. Hastaların erken evrelerde herhangi bir şikayeti yoktur. Hastalık ilerledikçe bazı şikayetlere sebep olurlar:

  • İdrarda kanama (gözle görülen veya idrar tahlili ile saptanan)
  • Karında şişkinlik
  • İştahsızlık- halsizlik-kilo kaybı
  • Yan ağrısı
  • Kansızlık, solukluk
  • Bacaklarda şişme

Nasıl Teşhis Konulur?

Şikayetlerinin araştırılması sırasında veya tesadüfen ultrason çektirip böbrekte kitle saptanan hastalarda daha detaylı incelemeler yapmak gerekir. Bu amaçla MR (manyetik rezonans görüntüleme) veya ilaçlı tomografi (kontrastlı BT) çekilir. Böbrek tümörü olanlarda sıçrama olasılığından dolayı akciğer (toraks) tomografisi de çekilir. Bu görüntüle yöntemleri ile kitlenin boyutu, yerleşim yeri, ana damarlar ve idrar kanalları ile ilişkisi, başka bir yere veya komşu organlara (dalak, karaciğer, pankreas, böbrek üstü bezi veya lenf bezleri) yayılıp yayılmadığı ve  kitlenin yapısı hakkında bilgi edinilir. Evreleme yine görüntüle yöntemleri ile yapılır. Kitlenin iyi veya kötü huylu ayrımını kesin yapamaz. Kemik ağrıları veya nörolojik yakınmaları olanlarda kemik taraması veya beyin filmleri çekilir.

Görüntüleme yöntemlerinin haricinde bazı kan testleri tedaviye geçilmeden önce yapılır. Böbrek fonksiyonları mutlaka incelenir.

Tedavi

Böbrek tümörlerinin esas tedavisi cerrahidir. Tümörlü böbrek dokusunun çıkarılıp, sağlıklı-kansersiz böbrek dokusunun korunması temel prensiptir. Bu ameliyata parsiyel nefrektomi yani tümörlü böbrek dokusunun çıkarılması denir. Aşırı büyümüş, böbrek damarlarını tutmuş, böbrek içinde çok sayıda olan tümörlerde maalesef böbreğin etrafındaki yağlı doku ile beraber çıkarıldığı radikal nefrektomi ameliyatı yapıyoruz.

Parsiyel veya radikal nefrektomi ameliyatı açık veya kapalı (laparoskopik veya robotik) yöntemlerle yapılabilir. Laparoskopik veya robotik cerrahi açık cerrahiye göre daha kısa hastanede kalış süresi, daha az ağrı kesici kullanımı, daha çabuk işe ve sosyal hayata dönüş ve daha az yara izi gibi avantajları ile ön plana çıkmaktadır. Laparoskopik radikal nefrektomi şu an standart tedavi olarak kabul edilmektedir. 

Cerrahiye uygun olmayan veya metastatik (uzak dokulara yayılmış) böbrek tümörlerinde kemoterapi uygulanabilmektedir.

Böbrek içindeki idrar yollarını döşeyen hücrelerden (değişici-transizyonel cell) köken alan tümörler toplayıcı sistem tümörleri (transizyonel hücreli karsinom) olarak adlandırılır. Bu tümörlerin tedavisinde böbrek, idrar kanalı (üreter) ve idrar kanalının mesane bağlantısı cerrahi olarak çıkarılır. Bu ameliyata radikal nefro-üreterektomi denir.

Operasyon Sonrası Takip Nasıl Yapılır?

Ameliyat sonrası çıkarılan dokunun patolojik incelemesi sonucu tümörün çeşidi-tipi, evresi, derecesi ortaya konulur. Hastalar bu sonuçlarla belli aralıklarla kan ve BT-MRI-USG gibi görüntüleme yöntemleri ile takip edilir.

İlginizi Çekebilir

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

TOP