Böbrek Anatominiz Taş Tedavisinin Sonuçlarını Etkiler Mi? – Dr. Tepeler

Dış görünüşümüz nasıl her kişiye özelse iç anatomimiz de kişisel farklılıklar  gösterebilir. Böbreklerin konumu, yapısı ve idrar kanallarının özellikleri kişiden kişiye değişebilir. İdrar yolunun herhangi bir yerinde bulunan taşı tedavi etmeden önce bu anatomik detaylar iyice incelenmeli ve kişiye en uygun tedavi kararı verilmelidir.

Böbrekler karın duvarının arka kısmında, omurgamızın her iki yanında, fasulye şeklinde, belirli bir açıyla yerleşmiş ve etrafı yağ dokuyla sarılı halde bulunur.

Parankim dediğimiz dış kısmında yer alan nefron denilen hücrelerde üretilen idrar ince tüplerden süzülür ve önce minör kalikslere dolar (küçük havuzcuk). 

Küçük havuzcuklardan daha büyük (majör kaliks) havuzcuklara ve idrarın böbrekte toplandığı son bölge olan pelvise toplanıp çok ince bir boru (üreter) ile idrar kesesine (mesane) gelir. İdrar kesesinde depolanan idrar istemli olarak daha kalın bir boru (üretra) ile dışarı atılır.

Böbrek içindeki odacıklar seviye olarak alt, orta ve üst kaliks ve pelvis (ana idrar havuzcuğu) olarak isimlendirilir. Taşlar çoğunlukla küçük kalikslerde oluşup küçükse idrar kanalına kadar atılır.

Özellikle böbreğin alt kaliksinde olan taşlar yerçekiminin de etkisiyle orada çöküp kalır. Bu havuzcuğu ana idrar havuzuna bağlayan idrar kanalı taş parçalarının geçişine izin verecek özellikte ise taş parçaları idrarla dışarı atılır. Aksi halde burada çöküp kalır.

Özellikle vücut dışından ses dalgaları ile taş kırma (ESWL) işleminin başarısı anatomik faktörlere bağlıdır. Şok dalgaları ile küçük parçalara ayrılan taş idrar ile kanallardan geçerek dışarı atılır.

Orta ve üst kaliksteki taş parçalarının dökülmesinde bu durum çok ciddi bir sorun oluşturmaz. Ancak alt kaliksteki taş parçalarının ESWL işlemi sonrası dökülmesi için idrar kanallarının uygun açı ve genişlikte olması gerekmektedir.

Aksi halde alt kalikste kırılan taşlar burada çöküp kalabilir.

Bu yüzden böbreğinin alt odacığında (alt kaliks) taşı olan hastaların bu anatomik özellikleri iyi değerlendirip en uygun tedavi seçilmelidir.

İletişime Geç

Anatomik faktörler, uç kısmında kamera olan aletlerle idrar kanalından girilerek böbrek içindeki taşların lazerle parçalanma işlemi (flexible URS) sonuçlarını etkileyebilir.

Son yıllarda teknolojik gelişmelerle bu çok ince endoskopların böbrek içinde manevra kabiliyeti artırılmış olsa da bazen böbreğin alt kısmındaki taşlara ulaşmak mümkün olamamaktadır.

Endoskopla taşın o bölgede parçalanması yeterli olmayıp basket yardımıyla dışarı alınması gerekmektedir. Bu da dar açılı veya dar ağızlı alt kalikslerde mümkün olmamaktadır.

Tedavi seçeneklerinden peruktan nefrolitotomi (PNL) ise taşın bulunduğu kalikse ciltten yapılan küçük bir kesi ile genişletme yapılıp bir tüp yerleştirilmesi ile yapılır.

Kaliksten vücut dışına uzanan bu tüp içinden kameralı aletlerle girilerek taşlar parçalanarak dışarı alınır. Taşın bulunduğu kaliks başarı oranını etkilemez. Başarı şansı en yüksek tedavi yöntemi PNL’dir.

Sonuç olarak böbrek taşlarının tedavisinde böbrek içindeki odacıkların ve idrar kanallarının anatomik yapısı önemli rol oynar. Özellikle vücut dışından ses dalgaları ile taş kırma (ESWL) veya endoskopik lazerle taş kırma tedavisinde (flexible URS) anatomik özellikler başarıyı etkileyen önemli faktörlerdir.

Bu anatomik özellikler ışığında en başarılı tedavi yöntemi seçilmelidir.

İlginizi Çekebilir

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

TOP